Araştırmalar çocukların ortalama 6 yaşından itibaren sövmeye başladığını gösteriyor.
Zamanımızın yüzde 0,5 ila 0,7’sini söverek geçirdiğimiz söyleniyor. Bu ise ne kadar konuştuğunuza bağlı olarak günde onlarca kez küfür kelimelerini kullanmak anlamına geliyor.
Sövmeye karşı olanlar onun kişiyi kaba, eğitimsiz ve güvenilmez gösterdiğini söylüyor. Fakat uzmanlar, sövmenin insanı daha inandırıcı kılma ve acı ve sıkıntıdan kurtulma gibi bazı şaşırtıcı yararları olduğunu ifade ediyor.
Bazı psikologlar söverken beynimizin dil ile ilgili bölümünden farklı bir bölgenin devreye girdiğini söylüyor.
Normalde dilin birçok unsuru kortekste ve beynin sol yarıküresinde yer alırken, sövmenin beynin çok daha eski ve ilkel bir bölümüyle ilgili olabileceği belirtiliyor.
Küfür ifadeleri
Küfür olarak kullandığımız tabu kelimeler ülkeden ülkeye değişir. İngilizcede kullanılan küfür kelimelerinin dinsel kökenleri vardır.
DERGİ – Bir anlatabilsem…
Küfürün beynin çok daha eski ve ilkel bir bölümüyle ilgili olabileceği belirtiliyor.
Vücudun bazı bölgeleriyle ilgili kelimeler de bugün küfür olarak kullanılıyor. Fakat bu her zaman böyle olmamış, eskiden insan vücuduna daha az tabu işlevi biçilmişti.
Sövme konusunda kitap yazan Melissa Mohr’a göre, Rönesans sırasında her şey değişti ve cinsellik ifade eden kelimeler daha güçlü hale geldi. “Protestan Devrim’in gerçekleşmediği yerlerde dini küfür kelimeleri hala güçlü” diyor Mohr.
Asya ülkelerinde birçok küfür ifadesi sosyal statüye, atalara ve itibara yöneliktir.
Mohr, Japonlarda küfür ifadelerinin olmadığı yönünde yanlış bir algı olduğunu belirtiyor. Oysa seks ve dışkıyla ilgili her tür kelimenin yanı sıra, Japoncada hakaret içeren çok sayıda ifade olduğunu söylüyor.
İşaret dilinde de buruna yönelik işaretler ‘çirkin’, ‘sıkıcı’, ‘kendini beğenmiş’ gibi anlamlar içermek üzere kullanılıyor.
Bir deneyde, küfür eden insanların ellerini daha uzun süre soğuk suda tutabildiği görüldü.
Fakat son araştırmalar sövmenin birçok yararı olduğunu gösteriyor.
Bunlardan en barizi sövmenin etkili iletişimi sağlaması. Sövme yoluyla bir cümlenin anlamını aktarmanın yanı sıra anlama yönelik duygusal tepkimizi de ifade etmiş oluyoruz.
DERGİ – Karşılığı olmayan kelimeler
Ayrıca öfke, tiksinti ya da acı gibi duygularımızı daha etkili ifade etmemizi ya da fiziksel şiddete başvurmadan karşımızdaki kişiye geri durması mesajı iletmemizi sağlıyor.
Araştırmalar sövmenin, verilmek istenen mesajın etkisini ve ikna gücünü artırdığını gösteriyor.
İnsanların internet ortamında daha fazla sövdüğü, örneğin Twitter kullanıcılarının ortalama konuşma sırasında sarf edilenden yüzde 64 daha fazla küfür ifadeleri kullandığı belirtiliyor.
İnsanların internet ortamında daha fazla küfür ettiği belirtiliyor.
Sövmenin ayrıca acıya dayanma gücünü artırdığı, ellerini buz dolu kovada bekleten deneklerin bu sırada sövmeleri halinde daha uzun süre soğuğa dayandığı görüldü.
Sövmekten ne kadar yarar sağladığınızın ölçüsü ise küfür kelimelerinin sizin için ne kadar tabu olduğuyla ilgili. Bu ise küçükken bu kelimeleri kullandığınızda ne kadar cezalandırılmış olduğunuza bağlanıyor.
Peki, sövmenin böyle yararları olabilirken, söven kişi açısından sövmek nasıl bir gösterge?
Yanlış algılar
Hakkımızda kötü bir izlenim bırakacağı kaygısıyla genellikle çekindiğimiz insanların yanında sövmekten kaçınırız.
Küfürün insanların temel bir ihtiyacını karşıladığı belirtiliyor.
1970’lerde yapılmış araştırmalar söven insanların daha az güvenilir bulunduğuna işaret ediyordu.
Fakat son araştırmalar söven kişinin alt sınıflardan, eğitimsiz, dil becerisi az gelişmiş olduğuna dair algının doğru olmadığını gösteriyor.
Yani sosyal statü yükseldikçe sövme genel olarak azalsa da, orta sınıfların üst kesimleri alt kesimlerinden daha fazla sövüyor.
Bütün bunlar bizim açımızdan ne gösteriyor?
“Tabu kelimeler evrenseldir. Sövmek, insan olarak herkesin sahip olduğu bir ihtiyacı karşılıyor” diyor Mohr.
Bu makalenin İngilizce aslını BBC Future sayfasında okuyabilirsiniz.