Adana Barosu Çevre ve Kent Komisyonu Başkanı Av. Ümit Arif Özsoy, yaklaşan Dünya Çevre Günü nedeniyle konularında etkin ve yetkin isimlerin katılacağı konferans yapacaklarını, belirtti.
Özsoy, Çukurova ve Seyhan Havzasının içinde bulunduğu Doğu Akdeniz bölgesine bir çoğunun inşaatı devam eden bir kısmının ise ÇED faaliyetleri devam etmekte olan 35’i aşkın termik santral lisansı, onlarca HES lisansı, 1 adet de Nükleer Santral yapılması planlandığına söyledi.
Özsoy, devletin planlı bir enerji-çevre politikasıyla enerji kaynaklarını çeşitlendirmesi ve artan enerji ihtiyacını karşılamak için yeni yatırımların yolunu açmasının anlaşılabilir bir durum olduğunu ancak ülkemizde Termik Santral, HES lisansları bilimsel bir planlamadan geçmeden, çevreye insana etkileri tarafsız şekilde değerlendirilmeden, projelerin uzun vadede yol açacağı sosyal ekonomik sonuçları değerlendirilmeden sadece rant yaratma yandaşa sermaye biriktirme aracı olarak kullanıldığına dikkat çekti.
Adana Barosu Çevre ve Kent Komisyonu Başkanı Özoy, “Bu anlayışla dünyanın en verimli tarım alanlarının yanı başına kömürlü termik santraller kurulabilmekte, yine bu anlayışla havza planlaması yapılmadan, su kaynaklarının tümü hesapsız şekilde HES’lerle borulara tıkılabilmekte, su ticarileştirilebilmektedir. Yine bu anlayışla dünyanın bir çok ülkesinin terk etmeye hazırlandığı, tartışmalı Nükleer Enerjiyi yine dünyanın bu konuda sabıkası olan şirketine kurdurulması planlanmaktadır. Yörede yaşayan insanların görüşü alınmadan, santral projelerinin dayatılması aynı zamanda demokrasi sorunudur. “ dedi.
Ülkemizde santral projelerinin çoğu kez torba yasalarla yargıdan kaçırılmakta, yargı kararlarının uygulanmamasından şikayet edildiğini ifade eden Av. Özsoy, “Çevre sorunu, yaşam sorunu olduğu kadar aynı zamanda bir hukuk devleti olup olmama sorunu halini almıştır. Anayasa ile teminat altına alınan en temel haklardan biri sağlıklı temiz bir çevrede yaşama hakkıdır. Enerji yatırımlarında çevresel faktörlerin ciddi, bilimsel olarak göz önüne alınması, etkili bir hukuk denetiminden geçirilmesi, yargı kararlarının uygulanması, Enerji politikasının rant, ihale odaklı olmak yerine kamu,insan, doğa yararı odaklı olarak orada yaşayan vatandaşların sivil toplum örgütlerinin de görüşlerinin de göz önüne alınarak şekillendirilmesi ve yine enerji yatırımlarının rüzgar,güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından yana daha fazla kullanılması tercihimizdir. “ şeklinde konuştu.