Türkiye’nin güneydoğusunda tanrıların ve kralların dev heykellerini barındıran ve UNESCO’nun dünya mirası listesinde yer alan Nemrut Dağı’nı ne kadar tanıyoruz?
Sessiz bekçiler
Burası tanrıların, kralların ve bazı yaratıkların dev heykellerinin insana tepeden baktığı bir mezar. Milattan Önce 1. Yüzyılda günümüz Adıyaman sınırları içinde Kral 1. Antiochus Kommagene Krallığı’nın lideriydi. MÖ 34 yılında öldüğünde Nemrut Dağı’nın Fırat Nehri’ne bakan rüzgarlı tepesinde taş yığınlarının içine gömüldü.
Tanrılar arasında uyumak
Ölmeden önce bıraktığı yazılara göre, Antiochus yüksek ve ıssız bir yere gömülmek istiyordu. Kendi tapınağını inşa edip tanrıların yanına gömülerek bunu başardı da. Bugün Nemrut Dağı’nın batı yüzünde taştan yapılma bu dev heykellerin sadece yıkıntıları ve başları görülüyor.
Cennet manzarası
Dağın zirvesine çıkan dolambaçlı yoldan tırmanırken Torosları da içeren muhteşem manzarayı izliyorsunuz. Nemrut kalıntılarına Adıyaman ve Malatya’dan ulaşılabilir.
Doğu ve batının karması
Nemrut Dağı’nın doğu yakasında tanrıların taştan gövdelerini yıkılmış kafaları önlerine sıralanmış halde görürsünüz. Buradaki heykeller, Kommagene krallığını çevreleyen farklı kültürlerin ve dinlerin bir sentezi gibidir. Pers ve Zerdüşti figürler Yunan tanrılarıyla karışmıştır.
İki imparatorluk arasında
Kral Antiochus heykelinin kafası da gövdesinin önünde dursa da hala heybetli görünüyor. Yanında bir kartal ve krallığının koruyucu tanrısı Kommagene heykeli bulunuyor. Kommagene Büyük İskender’in imparatorluğunun parçalanması üzerine ortaya çıkan birçok krallıktan biri. Güneydoğu Anadolu’daki bu krallık, batısında Roma ile doğusunda Part krallığı arasubda sıkışıp kalmış.
Çakıl taşlarından anıt
Dağın tepesinde Antiochus için yapılan ve tümülüs olarak da bilinen piramit mezar 50 metre yüksekliğinde. Bu yükselti çakıl taşları yığılarak oluşturulmuş. Antiochus, annesi tarafından Yunan, babası tarafından ise Pers krallığıyla bağlantılıydı.
Keşfedilmemiş mezar
Antiochus öldükten 106 yıl sonra 72 yılında Romalılar Kommagene krallığını ilhak etti. Dağın tepesindeki anıt mezarı 1881’de Alman arazi mühendisleri keşfedinceye kadar bilinmiyordu. Kralın mezarı henüz bulunmuş değil. Fakat araştırmacılar bugünkü gelişkin teknolojiye rağmen tümülüse zarar vermekten korkuyor.
Mezarın doğu yakasında bir aslan heykeli gözetmektedir bölgeyi. İnsanlar burada tanrıların huzurunda ateş yakıp ziyafetler hazırlayarak onları mutlu etmeye çalışırdı.
Antiochus kendi heykelini Zeus gibi tanrıların heykellerinin yanına yaptırarak onlara tapınan insanların duasını almayı da amaçlamıştır.
Fırat’ın kaynağı
Buradan Fırat Nehri de görülür uzaktan. Türkiye’de başlayan nehir Suriye ve Irak topraklarından geçer, burada Dicle Nehri ile birleşerek Basra Körfezi’ne dökülür. Nemrut ayrıca Doğu Anadolu’da aktif olan bir fay hattına yakındır. Kalıntıların bir depremde zarar görmesinden endişe duyan UNESCO bölgeyi gözetim altında tutuyor.
Dağlara üstten bakmak
Nemrut Dağı’nın yüksekliği 2134 metre. Araştırmalar heykellerin ay takvimine göre belli bir düzen içinde sıralandığını ortaya koydu. Nemrut’un zirvesi sadece olağanüstü heykelleri görmek için değil, muhteşem manzarayı ve gün batımını izlemek için de gidilmesi gereken bir yer.
Bu makalenin İngilizce aslını BBC Travel sayfasında okuyabilirsiniz.