Merkezi Washington’da bulunan Carnegie Bilim Enstitüsü’nden Anna Possner ve Ken Caldeira’nın yaptığı araştırmanın sonuçları Proceedings of the National Academy of Sciences isimli bilimsel dergide yayımlandı.
Araştırmada karaya kıyasla okyanus rüzgârlarının daha hızlı olması nedeniyle rüzgâr tribünlerinin 5 kat daha fazla enerji sağlayabileceği belirtildi.
Araştırma rüzgâr tribünleriyle yenilenebilir enerji üretmek için cazip bir fırsat sunsa da okyanus rüzgârlarının yüksek oranda elektrik enerjisine çevrilip çevrilmeyeceği belirsiz.
Calderia, “Rüzgârlar onları durduracak hiçbir şey olmadığı için mi çok hızlı? Dev rüzgar tribünleri dikmek rüzgarların hızını keserek karadakilerin seviyesine mi düşürecek?” diye soruyor.
Rüzgâr tribünleri tarlalarında enerjinin çoğu atmosferde yüksek seviyede oluşuyor ve tribünlerin bu enerjiyi çekebilmesi için yeryüzüne transfer ediliyor.
Diğer araştırmalar karadaki rüzgâr tarlalarının maksimum elektrik üretme kapasitesi olduğunu ve bu maksimum oranının emilmesinin yüksekteki rüzgârların yukarıdan aşağı iniş oranıyla sınırlı olduğunu ortaya koymuştu.
Caldeira ise “Gerçek soru şu; okyanus üzerindeki atmosfer karadaki atmosferden daha fazla enerjiyi aşağı itebilir mi” diye konuşuyor.
Anna Possner ve Ken Caldeira’nın Kansas eyaletindeki kara rüzgâr tribünleri ve okyanustaki teorik tribünleri karşılaştırmak için geliştirdikleri karmaşık modelin sonuçları oldukça olumlu.
Possner, “Okyanustaki dev rüzgâr tarlalarının rüzgârların enerjisini atmosferin çoğundan çekerken karadaki tesislerin yüzeye yakın rüzgârlarla sınırlı kaldığını gördük” dedi.
Açık denizlerdeki rüzgâr tribünleri henüz emekleme döneminde ancak araştırma şirketleri bu teknolojiyi geliştirmeleri için teşvik edebilir. BBC