Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, Adana mitingi öncesi kentteki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile temsilcileriyle bir araya geldi. Demirtaş, “13 yıl geçtikten sonra hiçbir sorunu çözmemiş anlayış, ‘Beni başkan yapın’ diyerek toplumdan oy istemeye çalışıyor. HDP’ye verilmiş her oy bu topraklarda insanlık öldü mü, yaşıyor mu sorusunun cevabıdır. Halkın desteğiyle barajı aşacağız ve tehlikeyi durduracağız” dedi.
Adana Garden Oteli’nde düzenlenen toplantıya Demirtaş ve Yüksekdağ’ın yanı sıra Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk, HDP milletvekili adayları ve bazı STK temsilcileri katıldı.
Toplantıda ilk olarak söz alan Figen Yüksekdağ, Türkiye’nin geleceğini yeniden yazmak için bir araya geldiklerini belirtti. Yüksekdağ, “HDP olarak milletvekili adaylarımızla her yerde Türkiye’nin siyasi iradesini yeniden ayağı kaldırmak için bir araya geldik. AKP hükümeti döneminde, sizler çok daha iyi bilirsiniz ki, bu toprakların bereketini kurutan, üretkenliğini darbeleyen bir ekonomi politika ve bir sosyal siyasal şiddet dayatıldı. İşte bu dayatılan çizgiyi değiştirmek için kendimizi ortaya koyduk. AKP Hükümetinin siyasi ihracatlarına baktığımızda gördüğümüz tek şey barış dili değil, savaş, gerilim ve kutuplaştırma dilidir” dedi.
Daha sonra söz alan Selahattin Demirtaş ise sadece barajı aşmak için oy istemediklerini savundu. Demirtaş şunları söyledi:
“Şuna emin olun. Sadece barajı aşmak için bu oyları istemiyoruz. Bizlere tek adamlığı ve ismi konulmamış bir diktatörlüğü dayatan tekçi bir rejim altında yönetme anlayışını bize dayatan bir çizgi var. Bu çizgi eline geçen her fırsatı hor kullanmış Kürt sorunundan, Alevi sorununa, işsizlik sorununa kadar bütün sorunların çözümünü konusunda 13 yıl boyunca toplum kredi vermiş ve çözmesini beklemiştir. Aradan 13 yıl geçtikten sonra şimdi çıkmış hiçbir sorunu çözmemiş anlayış, ‘Beni başkan yapın’ diyerek bu toplumdan oy istemeye çalışıyor. HDP’ye verilmiş her oy bu topraklarda insanlık öldü mü, yaşıyor mu sorusunun cevabıdır. Halkın desteğiyle barajı aşacağız ve tehlikeyi durduracağız. Türkiye’yi adım adım felakete sürükleyen içeride ve dışarıda istikrarsızlığı güvensizliği her geçen gün toplumun önüne bir tercih olarak koyan bu çizgiyi frenleyeceğiz. Başardığımız tek şey bu olamayacak umudu canlı tutmuş olacağız. Her yerde büyük insanlık değerlerini sahiplenen güçlü bir toplumuz mesajı vermiş olacağız. Verilmiş her oy tam da barbarca bir rejim olarak IŞİD ve benzenlerinin İslam adına yaptığı bütün o kötülükleri verilmiş bir cevap olacak. Ekonomi gelişmemişse özgürlükleri kullanmak gibi bir şansınız yok. Siz risk alır yatırım yaparsınız, yurt dışından büyük sermayeler gelir size sadece fon satarlar paradan para kazanırlar. Siz risk alır fabrika açarsanız, hiç bir güvenceniz yoktur. Tek bir Arap şeyhi battı mı, Katar’lılar battı mı? Sıcak parasını getirdiler bankaya koydular. O faizi kazandı siz battınız. Ülkenin hazinesinin anahtarı hırsızın elinde. Kasanın anahtarı hırsızda olduğu sürece biz düze çıkamayız.”