Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “16 Nisan’da inşallah sandıkların ‘evet’le patlamasının ardından yeni bir dönem başlıyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ülkemizin kalkınması, gelişmesi, büyümesi için ihtiyacı olan istikrar ve güven iklimini güçlendirecektir.” dedi.
Erdoğan, İstasyon Meydanı’nda düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta verdiği mücadelenin asla o ülkelerin iç işlerine karışma amacı taşımadığını söyledi.
Türkiye’nin öncelikle kendi güvenliğini sağlamanın çabasında olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Çok sabrettik. Gaziantep’e girdiler. Bir düğün merasiminde, kına merasiminde 53 kardeşimizi öldürdüler. Sabır, sabır dedik. ‘Giriyoruz’ dedik ve Cerablus’a girdik” diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye’nin Suriye ile 900 kilometre sınırı olduğuna dikkati çekerek, “Sınırı olmayan ülkeler burada. Ne diyorlar? ‘Bizi çağırdılar da gittik’. Çağrıldığınız her yere gitmeye mecbur değilsiniz. Bu adam katil Esed’dir. Bu adam devlet terörü uyguluyor. Teröristlerin davetine ne zamandan beri icabet ediliyor? Neredeyse 1 milyona yakın insanı bu katil Esed bugüne kadar ne yazık ki öldürdü. Bu insanların günahı neydi? Senin vatandaşın. Bunları öldürdü. Bunlar eli silahlı teröristler değildi ama bu katil Esed bunları yaptı.” diye konuştu.
Tehditler sınırların dışından geldiği için mücadeleyi oralara taşımak zorunda kaldıklarını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Onun için Kandil’e gittik. Tabii bu ülkelerde yaşayan insanlarla bin yıllık kardeşliğimizi unutmuyoruz. Adana yanı başındaki Suriye’de çocuklar, masumlar, kimyasal, konvansiyonel silahlarla katledilirken başını arkaya çevirip bunları görmezden gelebilir mi? Rejimin tehdidinden kaçarak kendisine sığınan kardeşlerine yıllarca ev sahipliği yapan Adana yeni zulümlere rıza gösterebilir mi? Rabbim bizi böyle felaketlerden korusun. Hamdolsun Türkiye kendi güvenliğini kendisi sağlayacak, bununla kalmayıp kendisine el uzatan tüm kardeşlerine yardım edecek imkanlara sahiptir. Adana türküsünde ne diyor? ‘Kadir mevlam senden bir dileğim var. Beni muhannete muhtaç eyleme, eğer muhannete muhtaç eylersen kara topraklara gark eyle beni’ diyor.
Adana, muhannete muhtaç olmaktansa kara toprağa girmeyi tercih eden yiğitlerin şehridir. Adana, 16 Nisan’da ‘evet’ diyerek istiklaline ve istikbaline sahip çıkıyor mu? Adana, 16 Nisan’da ‘evet’ diyerek çocuk katillerine de mesaj veriyor mu? Adana, 16 Nisan’da ‘evet’ diyerek kimyasal silahlarla, varil bombalarıyla, konvansiyonel silahlarla yapılan bütün bu katliamlara pel pel bakanlara dersini veriyor mu? Maşallah Adana’ya da zaten bu yakışır. Biz, beşer planında hiçbir gücün önünde eğilmedik. Biz sadece Rabbimizin önünde rükuda, secdede eğiliriz. Başka asla.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan’da sandıkların “evet”le patlamasının ardından yeni bir dönemin başlayacağını, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Türkiye’nin kalkınması, gelişmesi, büyümesi için ihtiyacı olan istikrar ve güven iklimini güçlendireceğini kaydetti. Yeni sistemde Türkiye için söyleyecek sözü olan, millete vereceği hizmeti olan herkese yarışa girme imkanı getirildiğini, cumhurbaşkanlığı adaylığını sadece partilere ve milletvekillerine bırakmadıklarını, tarihte ilk defa milletin doğrudan, seçim zamanı geldiğinde, 100 bin imza ile cumhurbaşkanı adayı gösterebileceğini belirten Erdoğan, “Bundan daha demokratik, adil bir yarış olabilir mi?” diye sordu.
“Şehitlerimizin katillerini affetme yetkim yoktur”
Alanda bulunanların “idam” sloganı atması üzerine Erdoğan, bu konudaki düşüncelerini söylediğini anımsattı. Erdoğan, “Ne dedim? 16 Nisan aynı zamanda idamla ilgili yasal düzenlemenin gündeme geleceği bir gündür. Sayın Kılıçdaroğlu ne diyor? ‘Ben de idamdan yanayım’ diyor. Sayın Bahçeli zaten düşüncesini açıkladı. İdamdan yana. Sayın Yıldırım da aynı şekilde düşünüyor. Meclisten geçtiği anda bilesiniz ki cumhurbaşkanınız olarak ben bunu onaylarım. Çünkü şehitlerimizin katillerini affetme yetkim yoktur. Asla böyle bir şey olamaz. Onun için diyorum ki 16 Nisan bir kırılma çizgisidir. Madem ki Kılıçdaroğlu da böyle diyor. Yani George, Hans, Helga ne der bizi bunlar ilgilendirmez. Bizi Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin, Ayşe, Fatma, Hatice ne der, Allah ne der o ilgilendirir.” değerlendirmesini yaptı.
“Cumhurbaşkanı hükümeti, milletvekilleri Meclisi çalıştıracak”
Artık 5 yılda bir iki sandığın milletin önüne geleceğini, birisinin cumhurbaşkanlığı, diğerinin de milletvekilliği sandığı olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi:
“Bu iki sandıktan birisinden cumhurbaşkanı yüzde 50+1 oy almak kaydıyla çıkacak, diğerinden de milletvekilleri çıkacak. Senatör yok bizde. Tek kamaralı bir sistem ama bunu maalesef ana muhalefet halen anlamış değildir. Cumhurbaşkanı hükümeti çalıştıracak, milletvekilleri Meclisi çalıştıracak. Olay bu kadar açık. ‘Meclis diye bir şey kalmayacak’ diyor. Ayıptır. ‘Geldiği gibi Meclisi de feshedecek’ diyor. Cumhurbaşkanının Meclisi fesih yetkisi yok. Yalan söyleme. Her şey ortada. Tam aksine parlamento gerek denetlemede gerek yasama organı olarak yasal düzenlemeler yapmada daha güçlü hale gelecek.