BES Adana Şubesi, basın açıklaması düzenleyerek vergide adalet sorunlarına çözüm istediler.
BES Şube Başkanı Fatma Sarıoğuz basın açıklamasında şunları söyledi;
“Emekçilerin ve yoksulların taleplerini görmezden gelen 2024 yılı bütçesini TBMM’den geçirerek uygulamaya koymuştur. Bütçede ön görülen kurumlar vergisi, toplam vergi gelirlerinin %15’ni teşkil ederken, şahısların elde ettiği kazanç üzerinden alınan gelir vergisi %73’ünü oluşturmaktadır. Toplanması ön görülen gelir vergisi içinde, emekçilerin kazançları üzerinden alınması öngörülen stopaj vergisi ise %23’tür. Diğer taraftan harcamalar üzerinden alınan, yoksulu zenginle bir tutan ve vergi adaletsizliğini katmerli hale getiren KDV, ÖTV gibi dolaylı vergiler, toplanması öngörülen vergilerin en büyük dilimini oluşturmaktadır. Dolaylı vergiler, OECD ülkelerinde ortalama %34-35 iken, ülkemizde %70’inden fazladır. Uzun yıllardır dolaylı vergi gelirlerin bu kadar yüksek olması, biz emekçileri ve toplunun dar gelir gruplarını daha da yoksullaştırmaktadır.” dedi.
Sendikamızın yetki alanında bulunan kurumlarda, vergi haftası, sosyal güvenlik haftası, adli yıl açılışı gibi gün ve haftalarda kurumlar etkinlikler yapmaktadır. Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde her yıl şubat ayının son haftasında “Vergi Geleceğimizdir, Vergi Önemlidir” vb. başlıklarla kutlanan vergi haftasında; vergi gelirlerinin faize, ranta, kamu-özel işliğiyle yapılan adrese teslim projelere, savaşa politikalarına harcanması, rutin hale getirilen vergi aflarının yarattığı haksızlıklar, yüksek oranlı gelir vergisi dolaylı vergilerin yarattığı adaletsizlik nedense tartışılmamaktadır.
Bütçenin asıl gelir kaynağı olan vergi gelirlerinin har vurup harman savururcasına bu kadar kötü kullanılması, başlı başına bir problem iken, vergiyi toplayan ve ödeyen vergi emekçilerinin yaşadığı sorunlar, her geçen gün ağırlaşarak devam etmektedir. 2005 yılında çıkarılan 5345 sayılı Kanunla Maliye Bakanlığı parçalı hale getirilmiş, adeta bir sorunlar yumağının içine atılmıştır. Yapılan düzenlemeyle Bakanlık bünyesinde özerk kurum haline getirilen Gelir İdaresi Başkanlığında farklı unvanlarda personel istihdam edilmeye başlanmış, kurum çalışanları benzer işleri yaptıkları halde farklı ücret almışlardır. Eşit olmayan ücret skalaları nedeniyle çalışma barışı ortadan kalkmıştır. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın kuruluşunda, mevcut kurum çalışanlarının yeniden yapılanma dışında tutulması ve yeni ihdas edilen Gelir Uzmanlığı unvanına atanmak için sınav şartı getirilmesi ve sınavların uygulama biçimi kurum içi tartışmaları sürekli kıldığı gibi, kurumu dış kamuoyunda da tartışılır hale getirmiştir. Sorun, Kurum çalışanları içinde daha da derinleşerek devam etmektedir. Ne yazık ki geçmişte genç nüfusun kamuda işe talepleri içinde ilk sırada yer alan Maliye Bakanlığı, genç çalışanların gözünde başka kurumlara geçmenin atlama tahtası olmuştur. Nitekim Gelir İdaresi Başkanlığı’nın son dönemlerde açtığı Gelir Uzmanlığı sınavlarına yeterli başvuru olmadığı görülmektedir.
Büyük iddialar eşliğinde Maliye Bakanlığına bağlı özerk bir kuruluş halinde yapılandırılan Gelir İdaresi Başkanlığında, kariyer/liyakat ilişkisi alt üst olmuş, görevde yükselme ve unvan sınavlarında uygulanan mülakat haksızlığı, tamiri imkansız tahribatlar yaratmıştır. Diğer taraftan özellikle servis yönetimlerinin neredeyse tamamına yakınının görevlendirmelerle yürütülmesi başta olmak üzere orta kademe yönetimlerde görevlendirmelerin yoğun bir şekilde yapılması, kurum çalışanları arasındaki iş barışını bozmakta ve çalışanların kuruma aidiyet bağını zayıflatmaktadır. Diğer taraftan görevlendirmelerin bu kadar yoğun yapılması, yandaş sendikaların çalışanlar üzerinde yoğun bir mobbing uygulamasına çanak tutmuştur. Bunun için diyoruz ki, Maliye Bakanlığı bir bütün olarak yeniden yapılandırılmalı; Mali Hizmetler Sınıfı olarak ayrı bir işkolu olarak tanımlanmalıdır.
Büro Emekçileri Sendikası olarak bir kez daha ifade etmek istiyoruz.
-Resmi bir protokolün yerine getirilmesinin dışında bir içeriğe sahip olmayan,
-Başta biz emekçiler olmak üzere toplumun geniş kesimleri üzerinde ağır bir yüke dönüşen vergi adaletsizliğinin tartışılmadığı, verginin kimlere ve nasıl harcandığına dair hesap verebilirlik prensibinin ortadan kalktığı vergi haftası etkinliklerine bugüne kadar taraf olmadık, bundan sonrada olmayacağız.
Hafta başından itibaren maliye emekçilerine kısa mesaj göndererek bu yıl 35. Vergi Haftasını kutlayan başta Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığı olmak üzere bütün kurum yetkililerine sesleniyoruz. Maliye Emekçileri artık sizden sorunlarına kalıcı çözümler beklemektedir. Bunun için;
– Yoksulluk sınırındaki her türlü kazanç, vergilerden arındırılmalı ve gelir vergisi, ücret gelirlerinde %10’a sabitlenmelidir.
– Hane halkının kullandığı temel mal ve hizmetlerde dolaylı vergi oranı sıfıra indirilmelidir.
– Kamu emekçilerinin almış oldukları bütün ek ödemeler temel ücrete yansıtılmalıdır.
– 3600 ek gösterge ayrımsız bütün kamu emekçilerine verilmelidir.
-Kurumda ilk işe başlamalar dahil olmak üzere yapılacak bütün unvan değişikliği ve görevde yükselme sınavlarında mülakat haksızlığına son verilmelidir.
-Daha fazla vakit kayıp etmeden Hazine ve Maliye Bakanlığı çalışanlarının sorunları birlikte ele alınmalı, Gelir/Gider, Merkez/Taşra ayrımına son verilmeli, Hazine ve Maliye Bakanlığı emekçileri Mali Hizmetler Sınıfı altında ayrı bir iş kolu olarak yeniden yapılandırılmalıdır.
– Başta servis yönetimleri olmak üzere, orta kademe yöneticiliğinde uygulanan ve artık açık bir kayırmaya dönüşen görevlendirmeler son bulmalı, kurumda kariyer/liyakat esasını temel allan bir yönetim ilişkisine kavuşturulmalıdır.
– Kurumda yaşanan personel eksikliği hızla tamamlanmalıdır.
– Bütün kamu emekçilerine hayat pahalılığı tazminatı verilmesi için yasal düzenleme bir an önce yapılmalıdır.
– Emekçilere nitelikli ücretsiz öğlen yemeği, işe geliş gidişlerde servis hizmeti verilmeli, servis imkanının olmadığı yerlerde yol ücreti verilmelidir.
Yaşasın haklı ve onurlu mücadelemiz, Yaşasın BES!