10 Ekim 2015’te Ankara Garı önünde düzenlenen “Emek, Barış ve Demokrasi Mitinginde patlayan iki bomba sonucu yaşamını yitiren 105 vatandaş için DİSK, KESK, TMMOB ve TTB yönetici ve üyeleri Adana Uğur Mumcu Meydanında bir araya gelerek basın açıklaması yaptı.
Emek ve demokrasi bileşenlerinin destek verdiği etkinlikte kurumlar adına basın açıklamasını Adana Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Ahmet Hilal okudu. Başkan Prof. Dr. Hilal konuşmasında şunları söyledi;
“Bundan tam dört yıl önce, ülkemizi yaşanmaz hale getiren çatışma ortamının sona erdirilmesi ve barışın tesis edilmesi için DİSK, KESK, TMMOB ve TTB olarak tüm yurttaşlarımızı “Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ için Ankara’ya davet etmiştik.Yaptığımız çağrıya kulak veren on binlerce yurttaşımız Türkiye’nin dört bir yanından gelerek, Ankara Garı önünde buluşmuştu. 10 Ekim 2015 sabahında bu alanda yüreklerinde sevgi, gözlerinde gülücük, dillerinde barış türküleri olan on binlerce kişi kardeşçe yan yana bulunuyordu. O karanlık dönemde hepimize umut veren bu coşkulu birliktelik saat 10’u 4 geçe birbiri ardına patlayan iki bomba ile kana bulandı.IŞİD üyesi iki canlı bomba tarafından gerçekleştirilen bu kanlı saldırı sonucunda 103 arkadaşımız hayatını yitirdi. 500’e yakın arkadaşımız yaralandı ve sakat kaldı.
“TÜRKİYE TARİHİNİN EN BÜYÜK KİTLE KATLİAMI”
Türkiye tarihinin en büyük kitle katliamında kaybettiğimiz bütün arkadaşlarımızı saygı ve özlemle anıyoruz. Arkadaşlarımıza olan hasretimiz, her geçen gün daha da büyüyor. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl Ağustos ayında 10 Ekim Davası karar bağlandı ve 9 kişi hakkında 101 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi. Dosyaları ayrılan 16 firari sanık hakkındaki davanın üçüncü duruşması 21 Kasım’da görülecek. Katliama ilişkin dava iddianamesi mahkemeye sunulduğu günden itibaren yürütülen soruşturmanın olayı tüm boyutlarıyla açıklığa kavuşturmaktan uzak olduğunu ifade ettik. 3 yıldır katıldığımız her duruşmada, katliamda ihmali olan kamu görevlilerinin ve sorumlulukları bulunan siyasetçilerin de yargılanması gerektiğini dile getirdik. Ne yazık ki mahkeme bu doğrultuda cesur bir adım atmadı ve bu eksik karar sonucunda kamuoyu vicdanında adalet tecelli etmedi.
“ANKARA GARI KATLİAMININ SİYASAL SORUMLUSU KİM?”
Saldırı sonrasında yaptığı “patlama sonrasında oylarımız yükseliyor” sözleriyle hafızalarımızda yer eden dönemin Başbakanı, geçtiğimiz aylarda “7 Haziran-1 Kasım seçimleri arası dönemdeki defterler açılırsa birçok siyasetçi insan içine çıkamaz” açıklamasında bulundu.Bu sözler, katliamın siyasal boyutları konusundaki endişe ve iddialarımızın haklılığını göstermiştir. Buradan davanın görülmekte olduğu mahkeme heyetini bir kez daha göreve çağırıyoruz: Bu açıklama hem bir ihbar, hem de itiraf kabul edilmelidir. Başta dönemin başbakanı ve içişleri bakanı olmak üzere dönemin siyasilerini davaya dâhil edilmelidir. Yakın tarihimizin en karanlık döneminin aydınlığa kavuşması için siyasetçileri de ellerine vicdanlarına koymaya, gerçekleri açıklığa kavuşturmaya çağırıyoruz: Türkiye’nin barış umuduna darbe vuran, insanları sokağa çıkamaz hale getiren 7 Haziran ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasında yaşanan olayların arkasında hangi siyasetçiler var? Suruç ve Ankara Garı’nda yaşanan katliamların siyasal sorumluları kim?
“TOPLUMU KAOS VE ŞİDDET SARMALINA SÜRÜKLEYENLERİ ASLA UNUTMAYACAĞIZ”
Bilinmelidir ki, insanlığa karşı işlenen bu suçların faillerini gizleyenler, bu suçların ortağıdır. İktidarını korumak için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri asla unutmayacağız. Kardeşlerimizin hayatlarından, bizlerin acılarından oy devşirenleri asla affetmeyeceğiz. Bildiğiniz gibi 10 Ekim Katliamı sonrasında Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinde alınan kararla, Ankara Garı önündeki alana, “Demokrasi Meydanı” adı verildi. Bu alanın ortasına da üç ayrı yüzünde katliamda kaybettiğimiz arkadaşlarımızın fotoğraflarının ve Emek-Barış-Demokrasi ifadelerinin olduğu geçici bir pano yerleştirildi. Bugüne kadar anmalarımızı bu geçici sembolik anıt etrafında gerçekleştirdik. Ne var ki geçici olarak yerleştirilen bu sembolik anıt katliamın neden olduğu derin acının temsili için yeterli değildir. Üstelik kaybettiğimiz arkadaşlarının fotoğraflarının olduğu bu geçici pano zaman zaman faşist saldırılara maruz kalmaktadır.
“KARARLI MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile yürüttüğümüz görüşmelerde, katliamın yaşandığı meydanda kalıcı bir mekânsal düzenleme yapılması konusunda fikir birliğine vardık. Bu doğrultuda hazırlanacak projenin belirlenmesi için TMMOB, KESK, DİSK, TTB ve 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği olarak “Emek, Barış ve Demokrasi Meydanı Anıt Meydan ve Anma Yeri Tasarımı Uluslararası Fikir ve Tasarım Projesi Yarışması” düzenliyoruz. İlerleyen günlerde yarışma şartnamesini paylaşarak yarışma sürecini başlatacağız. İnsanlığa karşı işlenen bir suç olan 10 Ekim katliamını uluslararası kamuoyunun da gündemine taşımak için yarışmayı uluslararası formatta gerçekleştireceğiz. Proje kapsamında Gar önü ve çevresi bir bütün olarak yeniden ele alınacak ve alan anıtsal biçimde yeniden dönüştürülecektir. TMMOB yürütücülüğünde yapılacak yarışmayı kazanacak proje 14 Mart 2020 tarihinde kamuoyuna açıklanacak ve umuyoruz ki hızla uygulanacaktır. Yarışma projesine ilişkin şartları ve detayları önümüzdeki birkaç gün içerisinde paylaşacağız. Eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesi yitirdiğimiz arkadaşlarımızın en büyük emanetidir. Bizler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu doğrultuda kararlı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Katliamın dördüncü yılında, bombaların patladığı bu acı dolu meydandan bir kez daha sesleniyoruz:
“Kaybettiklerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız!”
“Sorumlularını unutmayacağız, affetmeyeceğiz!
“Yaşasın Emek, Barış ve Demokrasi Mücadelemiz”
“Yaşasın Halkların Kardeşliği”
Açıklamanın ardından katılımcılar şehitlerin fotoğraflarının üzerine karanfil bıraktı.