Adana Alevi Platformu Dönem Sözcüsü Sıtkı Keskin, “Gün geçmiyor ki Alevi inancına ve inanca sahip vatandaşlarımıza yönelik ötekileştirici; nefret ve hakaret suçu ile dolu yeni söylemler olmasın.” dedi.
Adana Alevi Platformu, Selman-i Pak Kültür Merkezi’deki açıklama ile “Y.T.” adlı bir kişinin Alevilere dönük söylenmelerine tepki gösterdi. Açıklamaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları ile kentteki siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri de destek verdi. Adana Alevi Platformu Dönem Sözcüsü Sıtkı Keskin, burada yaptığı açıklamada, “Y.T.isimli şahıs dakikalarca Alevi inancına ve Alevilere hakaret ediyor hiç hakkı ve haddi olmadan küfürler edip ahkamlar kesiyor. Bu cesareti nereden alıyor? Bugüne kadar Alevilere ve Alevi inancına yönelik yaşatılan katliamlar; hanelerin işaretlenmesi, baskı ve şiddetin her türlüsünü yapanlara karşı ‘kendini bilmez bir gurup meczup’ denilerek her seferinde cezasız bırakılarak ödüllendirildiler. Bu yöntem inancımıza toplumumuza ve kültürümüze yönelik ötekileştirici zihniyeti aklamak anlamına gelir.” diye konuştu.
Bu kişinin söylemleri ve ithamlarının bir kişinin söylemleri olmadığına dikkat çeken Sıtkı Keskin, şunları kaydetti:
“Yıllara dayanan sistemli bir yönetim ve iktidar aklının, tekçi zihniyetin yansımasıdır. Alevilere yönelik bu tür söylemlerin ve davranışların birinci derece sorumlusu sistemin başındaki iktidarlardır. Aydınların, siyasetçilerin, gençlerin ve özgün fikir beyan edenlerin, insan hakları savunucularının söylemlerinden dolayı tutuklanıp ceza evlerinde bekletildiği ve cezalandırıldığı bir dönemde bu kişinin bu kadar rahat suç işlemesinin arka planında kimlerin olduğunu bizler biliyoruz. Bu ülkenin vatandaşları olarak bizler; eşit , özgür ve demokratik haklarımızdan mahrum bırakılıyoruz. En son elektrik faturalarında yapılan zamların inanç kurumlarımıza, cem evlerimize ticarethane olarak yansıması bir zihniyetin bakışıdır. Cemevlerimiz ticarethane değildir ibadethanelerimizdir. İnançlara yönelik eşitlik istiyoruz; farklılıklarımız zenginliğimizdir. Eğitim ve öğretimde zorunlu din dersleri ile karşı karşıya kalmak istemiyoruz, Aleviler olarak buna rıza göstermiyoruz. Bununla beraber Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu çerçevede inançlara yönelik yaklaşımını yanlı buluyoruz. Aleviler olarak kaldırılmasını istiyoruz. Adana Alevi Platformu olarak bizler yargıya ve devlet yetkililerine sesleniyoruz: işlenen bu suça taraf olmayın, bu şahıs işlediği suçtan dolayı cezalandırılmalıdır. Aksi halde bizleri, inancımızı yok saymış olursunuz. Bizler konunun takipçisi olacağız ve konuyla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunacağız. Nefret suçu, farklılıklara tahammül etmemek bir insan hakları suçudur. Hak, hukuk, adalet söylemi yerini buluncaya, insana insanca bakılana kadar bizler var olduk, var olmaya devam edeceğiz.”