Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi, devrim Şehidi Kubilay ve Menemen şehitlerini anıyor.
ADD açılamasında, “Atatürkçü Düşünce Derneği; Türk İstiklâlini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmenin mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli olduğu bilinci ve olanca gücüyle Kubilay’ın temiz kanı ile çizdiği yolda yürümeye, Karşı Devrim ihanetine geçit vermemeye kararlıdır” denildi.
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi’den konuyla ilgili yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“23 Aralık 1930 günü Ulusumuz vahşi bir şeriatçı isyan ihanetiyle sarsıldı.
Derviş Mehmet adlı alçak önderliğinde, kadim “Din elden gidiyor” çığlıkları ve yeşil paçavraları ile ayaklanan Atatürk, Cumhuriyet ve Aydınlanma Devrimleri karşıtı gerici güruh, Menemen’de Öğretmen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay ile Bekçi Şevki ve Hasan Beyleri katlettiler. Kubilay’ın bağ bıçağı ile gövdesinden ayırdıkları başını bir sırığa geçirerek ağızlarından salyalar saça saça Menemen sokaklarında gezdirdiler.
Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetin ilanının ardından başlattığı Aydınlanma Devrimleri’nin gerici çevrelerce engellenmek isteneceğini çok iyi biliyordu. Bu nedenle, 20 Ekim 1927’de Büyük Nutuk’unu Gençliğe Hitabe ile sonlandırırken Ulusunu olası “namüsait” koşullar ve tehlikelere karşı uyarmış, “Ey Türk İstikbalinin Evladı, işte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır.” sözleriyle de görevini tanımlamıştı. Kubilay, bu görev bilinciyle dikildi asilerin karşısına.
İsyanı, Kubilay’ın kabulü olanaksız katlini ve henüz birkaç yıl önce Yunan işgalinden kurtarılmış Menemen halkının bir kısmının da hainleri desteklediğini duyduğunda Atatürk’ün çok sert tepki verdiği, hatta “Menemen’i yakın!” dediği bilinir. Büyük Önder, Orduya gönderdiği taziye mesajında da “Büyük ordunun kahraman, genç zabiti ve mefkureci muallim heyetinin kıymetli uzvu Kubilay Bey, temiz kanı ile Cumhuriyetin hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır.” diyerek Cumhuriyetin ve devrimlerin ilelebet korunacağına olan inancını yinelemiştir.
Nakşibendi Şeyhi Esat adlı yobazın kışkırttığı ayaklanma -benzerleri gibi- Laik Cumhuriyetin kararlı duruşu ve çelik iradesi ile bastırıldı, hainler hak ettikleri biçimde cezalandırıldı.
Osmanlı döneminde de, Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında da, Cumhuriyetin ilanında da, Aydınlanma Devrimleri sürecinde de, çok partili döneme geçildikten sonra da ve nihayet 15 Temmuz 2016’da da bu Karşı Devrim kalkışmalarıyla hep karşılaştık. Tamamının emperyal güçlerce tertiplenip yerli işbirlikçilerce sahnelediğini de biliyoruz. Hiçbir zaman hedeflerine ulaşamadılar, asla ulaşamayacaklar.
Batı Emperyalizmi 100 yıldır; Atatürk Cumhuriyeti’ni Antiemperyalist Tam Bağımsız Üniter Ulus Devlet özünden kopararak uydusu olacak bir Din Devletine dönüştürme çabasını sürdürmektedir. Yıllardır yaşadığımız, emperyalizm ve işbirlikçilerinin bu amaçlı Derviş Mehmetler yetiştirme gayreti ile Laik Cumhuriyetin Kubilaylar yetiştirme iradesinin mücadelesidir. Sonuçta elbette Kubilaylar kazanacaktır.
Atatürkçü Düşünce Derneği; Türk İstiklâlini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmenin mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli olduğu bilinci ve olanca gücüyle Kubilay’ın temiz kanı ile çizdiği yolda yürümeye, Karşı Devrim ihanetine geçit vermemeye kararlıdır.
Milletçe kalbimizde yaşattığımız, sonsuza dek yaşatacağımız Menemen şehitlerimizi minnetle yad ediyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.
Ruhları şad olsun!
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi”