Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin ülkemizde en iyi eğitim anlamında üst sırada yer alan 50 yıllık tarihe sahip koca bir çınar olduğunu belirten Adana Tabipler Odası Başkanı Uzm. Dr. Selahattin Menteş, “Yarım asırlık bu çınar yok olmamalıdır!” diyerek, yetkilileri uyardı.
Adana Tabipler Odası’nın, depremde zarar gören Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi’nin sağlıklı binada hizmet verebilmesi için başlattığı eylemlere sağlık sektörünün yanı sıra Adana milletvekilleri, STK’lar ve meslek örgütlerinden destek geldi. Basın açıklamasına katılanlar, Kan Merkezi önünde alkışlar eşliğinde oturma eylemi de yaptılar.DEPREMDE KAYBEDİLEN SAĞLIK ÇALIŞANLARI UNUTULMADI
Toplamda 11 ilimizi olumsuz etkileyen 6 Şubat depreminin 81 ilimizde milyonlarca insanın canını yaktığını hatırlatan Uzm. Dr. Menteş, resmi rakamlara göre 50 bin insanın hayatını kaybettiğini ifade etti. Bu depremlerde 103 meslektaşlarını da yitirdiklerinin altını çizen Başkan Uzm. Dr. Menteş, “Tüm kayıplarımızı rahmetle anıyor ve anıları önünde saygı ile eğiliyoruz” diyerek, Bu depremde, Adana sağlık sisteminin de hasar gördüğünü hatırlatan Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Selahattin Menteş, Seyhan Hastanesi’ne bağlı Meydan Çocuk Hastanesi ve Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nin ciddi hasar görerek hizmet veremez hale geldiğine vurgu yaparak, “21 Şubat günü boşaltma kararı alınarak hastaları ilimizdeki diğer hastanelere verilen Balcalı Hastanesi o günden bugüne kaderine terk edilmiştir. Akıbeti belli değildir. Yüksek puan alınarak girilen fakültede çok seçkin bir eğitim verilmekteydi. Ülkemize iyi hekim ve uzmanlar yetiştirirken hiçbir yerde yapılamayan ameliyat ve tıbbi hizmet bu hastanede verilmekteydi. Bugüne kadar 10 bine yakın tıp doktoru yetiştirmiştir. Halen 2 bin civarı Tıp Fakültesi öğrencisi, 738 uzmanlık öğrencisi vardır. Tıp Fakültesi’nde 170’i profesör olmak üzere, 340 öğretim üyesi barındıran bir bilim yuvasıdır” şeklinde konuşarak, şuan eğitim de, tedavilerin de yapılamadığını iddia etti.
“HASTANE KADERİNE TERK EDİLDİ”
Bölgenin can damarı olan Balcalı Hastanesi’nin dağıtıldığı günden sonra en yetkili ağızlardan çözüm üretileceği söylenmesine karşın 5 ay geçmiş ve hala akılcı hiçbir çözüm üretilmemiştir. Tıp Fakültesi Hastanesi kaderine teslim edilmiştir. Hastane şu an neredeyse atıl durumda ve kapasitesinin yüzde 10’u ile hizmet vermektedir. Milli servetimiz olan Balcalı Hastanesi içindeki tüm değerli alet ve cihazlarıyla birlikte adeta çürümeye terk edilmiştir” şeklinde konuşarak, yıllardır sadece Çukurova’ya değil doğu, güneydoğu ve hatta yurtdışına hizmet veren hastanenin kaderine terk edilerek yok olmasına seyirci kalındığına vurgu yaptı.
“BİLİM VE ŞİFA YUVASIDIR”
Adana Tabip Odası ve sağlık bileşenleri olarak Balcalı’ya sahip çıkılmasını her platformda dile getirdiklerini ifade eden Başkan Uzm. Dr. Selahattin Menteş, bir çok STK ve meslek örgütlerinin de Balcalı Hastanesi’nin kaderine terk edilmemesi için seslenişte bulunduğunu söyledi. Bugüne kadar çözüm amaçlı bir adım bile atılmadığının altını çizen Başkan Uzm. Dr. Menteş, “Bugün buradan bir kez daha sesleniyoruz; bölgemizin can damarı olan Balcalı Hastanesi’nin yok olmaması için Adana ayağa kalkmalı, hastanesine sahip çıkmalıdır. Balcalı Hastanesi çalışmaz ise Adana sağlığı felç olur. Bugün Adana’da sağlık sistemi tıkanma noktasındadır. Hem pandemi ve deprem ile birikmiş hastalara bakmakta, hem de diğer deprem bölgesinin yükünü çekmektedir. Yıllardır bölgenin sorununu çözen Adana artık diğer illere hasta göndermektedir. Sadece ilimiz değil deprem bölgesi de sağlık çözümlerini Adana’da aramaktadır. Eğer Balcalı’nın yerine Şehir Hastanesi ile çözeriz diyenler var ise olayı hiç anlamamıştır. Burası bir bilim ve şifa yuvasıdır. Burası bir an önce açılmaz ise başarılı öğrenciler gelmeyecek, üniversitemiz değer de kaybedecektir. Balcalı ayağa kalkarsa Adana ayağa kalkar” diyerek, el ele vererek başarmaları gerektiğini söyledi.
“ÇÖZÜM ÜRETİLMELİ”
Adana’nın son yıllarda gerilemeye devam ettiğini de ifade eden Uzm. Dr. Menteş, “Havaalanı ilimiz dışına taşınmaya çalışılmakta, demiryolu onarım atölyesi taşınmakta, fabrikalarımız kapatılarak başka bölgelere kaydırılmaktadır. Tüm bu Adana’nın gerilemesinde oluşturulamayan Adana lobisi en azından üniversitemiz için ayağa kalkmalı ve bir olmalıdır. İş inanları ve halkımız hastanesine sahip çıkmalı ve çözüm üretilmelidir” dedi.
“Hedefimiz elbette depreme dayanıklı yeni hastane yapmak olmalıdır” diye sözlerini sürdüren Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Selahattin Menteşoğlu, “Güçlendirme denilen sistem ile onarılacaksa da bir an önce yapılmalıdır. Amaç bilimsel bütünlüğü koruyarak kendi yerinde ve kendi hastanesinde çözüm üretilmesidir. Balcalı Hastanesi parçalara ayrılarak o hastanede 200 yatak, bu hastanede 40 poliklinik tarzı çözümler yeterli değildir. Atatürk Havaalanı uçuş pistlerine 45 günde hastane yapan devletimiz Balcalı Hastanemizi de yapacak güçtedir. Balcalı Hastanesi devlet olanaklarıyla bir an önce yapılmalı, hocalarımıza ve öğrencilerimize teslim edilmelidir. Balcalı Hastanemiz bölgemizin bir markasıdır. Balcalı bizim değerimizdir. Burada okuduk, burada tedavi olduk, burada çocuklarımız doğdu” şeklinde sözlerini tamamlayarak, Balcalı’da herkesin bir anısının olduğunu söyledi.
“HASTANENİN NEDEN KAPATILDIĞINI BİLMİYORUZ”Daha sonra söz alan TTB 2. Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten de, hastanen neden kapatıldığını bilmediklerini iddia etti. Ne görüşüldüğünü, nasıl çözüm üretilip ve nasıl çözüm bulunacağını da bilmediklerini belirten Dr. Ökten, kamuoyuna açıklanmış bir bilginin olmadığını söyledi. Burada herkesin mağdur olduğunu iddia eden Dr. Ökten, “Burada, belki binlerce takipçili hasta var. Onların sağlık hizmeti aksamış durumda. Asistanlar 5 aydır doğru dürüst eğitim alamıyor. Aynı şekilde 4., 5. Ve 6. Sınıf öğrencileri teorik eğitimlerinden ve pratik eğitimlerinden yoksunlar. Akademisyenlerin çalışmaları hasta bakma, ameliyat etme, asistan öğrenci ilişkileri artıyor. Burada mağdur olan akademisyen, hekim asistan öğrenci değil. Bu hastanenin aynı zamanlarda binlerce sağlık çalışanı var. Onlar da ne olacağını bilmiyor. Tüm bu sorunlara en kısa zamanda çözüm bulunması gerekiyor. Bunun için bugüne kadar soruna sahip çıkmayan merkezi ve yerel otoriteler haricinde üniversite idarecilerinin ve tıp fakültesi idarecilerinin de soruna sahip çıkması ve çözüm üretmesi gerekiyor. Ancak burada tüm bu sorunlara sahip çıkacak ve çözüm bulması için baskı oluşturacak olan akademisyenler, asistanlar, öğrenciler ve hastanenin tüm sağlık çalışanlarıdır” şeklinde konuşarak, Türk Tabipler Birliği ve Tabip Odası olarak her zaman yanlarında olduklarını ifade etti.
BULUT: “DİLERDİK Kİ, REKTÖR DE GELSİN”
CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut da, akademisyenlerin öğrencileriyle buluşmasını tekrar sağlamak için burada olduklarını ifade etti. Bu bölgede yüzbinlerce hastanın buraya geldiği, böylesi bir hastanenin, böylesi bir durumun 5 ay sonra bile ne olacağına ilişkin tek açıklama yapılmadığını hatırlatan Milletvekili Bulut, “Dilerdik ki iktidar milletvekilleri de burada olur. Dilerdik ki, rektör de gelip sebebini açıklasın. Çünkü buradaki hastane bizim hastanemiz değil. Bu bölgenin hastanesi. Bu bölgede bilim üreten bir yer. Belki de 20 yıldır burayı bile isteye bu hale getirdiler, bile isteye ödenekleri kestiler. Bile isteye hastane ödemelerini aksattılar” iddiasında bulundu.
“BÖYLE OLMAMALIYDI”
Öğretim üyeleri adına söz alan Gastroloji Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Üsküdar da, sözlerine “Akademik kariyerime 2000 yılında, Düzce depreminden sonra Düzce Üniversitesi’ndeki kadroların boşalması sonrası bir kadro bularak başlamıştım” diyerek başladı. “Ama ne ilginçtir ki akademik hayatım yine bir deprem neticesinde sonlanacak” şeklinde konuşmasına devam eden Prof. Dr. Üsküdar, “Biz girişimsel işler yapan hekimleriz. Doğru dürüst işler yapamaz hale geldik. Böyle giderse bütün kazanılmış yeteneklerimizin de kaybolacağı endişesiyle üniversitemizde de bir gelişme olmadığını görerek ayrılmak zorunda kaldım. Benim için çok acı verici. Çünkü, akademik bir kariyer planlayarak yaşamıştım. Öğrencilerden ayrılıyor olmak, asistanlarımdan ayrılıyor olmak, bilgi ve birikimlerimizin yanı sıra tecrübelerimizi, deneyimlerimizi de artık aktaramıyor olmaktan dolayı çok büyük üzüntü duyuyorum. 2000’li yılındaki şartlardan, Türkiye’nin daha iyi olduğu inancındaydım. 2000 bin yılında Düzce Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Düzce Tıp Fakültesi toparlandı ve Düzce Üniversitesi oldu. Ama, bugün Çukurova Üniversitesi’nde çok büyük bir hüzün görüyorum. Bu böyle olmamalı” diyerek, yetkililerin Çukurova Üniversitesi’ne destek olmalarını istedi.
“MÜCADELENİN YANINDA OLACAĞIZ”
Yeşil Sol Parti Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları da, Balcalı Hastanesi’nin kapalı olmasıyla ilgili değerlendirmede bulunarak, “Çukurova bölgesi olmak üzere, birçok kente sağlık hizmeti veren koca bir çınar burası. Bir tarih yok edilmek isteniyor. Sağlık hizmetinin özelleştirilmesinin yanı sıra, hasta garantili şehir hastaneleri projesi zaten ülkedeki en köklü hastaneleri ortadan kaldırmayı amaçlayarak yapılmıştır. Ankara’da İbni Sina’ya yapılan operasyon, şimdi Çukurova. Bu hastaneler Türkiye’nin en iyi hekimlerini yetiştiren hastanelerdir. Bu hastaneleri ortadan kaldırmak demek 84 milyon yurttaşın sağlıklarıyla oynamak demektir. Bu gün doktorlar için ‘gidiyorlarsa gitsin’ diyen anlayış zaten bunları hedefliyor. Burada verilen bu mücadelenin yanında olacağız” diye konuştu.
Öte yandan, oturma Eylemine Adana Milletvekilleri Burhanettin Bulut ve Tülay Hatimoğulları, TTB 2. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, Çukurova Öğretim Elemanları Derneği, SES, Adana Barosu ve Adana Eczacı odası yöneticileri, Siyasi Parti temsilcileri, Genel iş 1 ve 2 Nolu Şube Yöneticileri, TMMOB İKK Sekreteri Ahmet Uncu ve oda başkanları, Disk Emekli Sen, Dev Sağlık İş, Hekim Birliği Sendikası ile akademisyenler katıldı.
Konuşmaların ardından oturma eylemi gerçekleştirildi.