Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Türkiye’nin büyüdükçe hasımlarının karşı propaganda kampanyaları başlattığını belirterek, “Herhangi bir teslimiyetçilik veya reddiyetçilik arasında seçim yapmak zorunda değiliz. Türkiye’yi bu 2 yana savurmaya çalışan yaklaşımlarda Türkiye’nin kendi milli çıkarlarını gözeten, dünyayla sağlıklı bir diyalog içerisinde olan, sivil toplumdan güç alan, dünyadaki rekabette nitelikli bir şekilde kendi tavrını koyan ve G20 içerisinde, OECD içerisinde, AB içerisinde ve diğer tüm platformlarda gücünü daha çok hissettiren bir ülke olması için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Kentteki bir otelde ’Çukurova’da AB Çalışmalarına Yönelik Kapasitenin Güçlendirilmesi Projesi’nin açış toplantısı yapıldı.
Toplantıda konuşan Adana Valisi Mahmut Demirtaş, bölge ve ülke değerlerini dünyanın her yerinde tanıtmaya, AB kaynaklarını bölgeye getirmeye ve kaynakların verimli kullanılması için çalışmalar yaptıklarını belirterek, bugüne kadar 848 projeye yaklaşık 51.5 euro kaynak aktarıldığını söyledi.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik ise projelerin Mersin, Osmaniye ve Adana’yı kapsayan Çukurova havzası temelli yürütüldüğünü aktardı. AB ile ilişkilere milli çıkarlara göre baktıklarını anlatan Ömer Çelik, Türkiye’yi ileriye taşıyan pek çok işe imza attıklarını ifade etti.
Bilgi toplumuna dönüşmüş, küresel ölçekte rekabet gücü yüksek, güçlü Türkiye’yi hedeflediklerini vurgulayan mali yardım dönemi çerçevesinde AB bütçesinden Türkiye’ye 4.8 milyar euroluk pay tahsis edildiğini ve demokrasi, insan hakları eğitimleri, engelli vatandaşların toplumla entegrasyonu, kadına şiddetle mücadele, sivil toplum kuruluşlarının güçlendirilmesi, atık depolama gibi projelerde bu paranın harcanacağını ifade etti.
AB fonlarından yerelde daha çok faydalanılması gerektiğinin altını çıkan Bakan Ömer Çelik, vatandaşlardan ve kurumlardan daha çok proje beklediklerini anlattı. 2002-2016 yılları arasında 84 hibe programı ve 3 bin 741 projeye 481 milyon euro destek sağladıklarını da anlatan Bakan Çelik, tüm kararlarda vatandaşların kendisi hakkında söz söylenen nesne değil, kendi kaderi hakkında söz söyleyen özne haline geldiğini kaydetti.
AB’ye katılım sürecinde de merkezi kadar yerelde faaliyet gösteren kurumlarla bu çalışmayı yoğunlaştıracaklarını açıklayan Bakan Çelik, en önemlisinin de kapasite artırma çalışmaları olduğuna dikkat çekti. Kurumların kapasitesinin arttıkça ülkenin daha çok değer üreteceğini ve ekonomik çıktı sağlayacağını bildiren Bakan Çelik, çalışmaların yerelde valilikler kanalıyla sürdürüldüğünü söyledi.
Bakan Ömer Çelik, sivil toplumun öneminin büyük olduğunun da altını çizerek, “Sivil toplumun kapasitesinin artması demek, devlet hayatındaki gücünün artması demektir. Sivil toplumdan kopuk bir devlet hayatı olmaz. Demokratik bir devlette, sivil toplum devlet hayatının eşit paydaşıdır. Gözümüz, kulağımız olmalıdır. Bazı ülkelerde devlet ekonomide çok güçlüdür, ordusu, bir takım şirketleri çok güçlüdür ama sivil toplum güçlü değilse, özel sektör güçlü değilse, büyüme sağlıklı değildir; devletin büyümesi de obezitedir, sağlıksızdır” şeklinde konuştu.
2014-2020 yılları arasında kullanılmak üzere oluşturulan 190 milyon euroluk fonun sivil toplumun kapasite artırımı ve diyaloğunun güçlendirilmesi için harcanacağını söyleyen Bakan Ömer Çelik, Türkiye ve AB arasındaki sivil toplum diyalog programı kapsamında 2008 yılından bu yana 350’nin üzerinde projeye 42.5 milyon euro hibe desteği sağlandığını ve bu olayın toplumların birbirini yakından tanıması açısından önemli olduğunu ifade etti.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, yurt dışında Türkiye’ye karşı islamafobi ve antisemitik bir takım çevrelerin ırkçı ve yabancı düşmanı kampanyalar içerisinde olduğunu söyledi. Türkiye’nin daha doğru anlatılması için sivil topluma daha çok önem vermeleri gerektiğinin altını çizen Bakan Çelik şöyle devam etti:
“Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe, hasımlarımızın Türkiye’ye karşı propaganda süreci de artmaktadır. Bunun karşısında Türkiye’nin karşı propaganda yapan kesimlerinin de bu söylemlere teslim olması büyük tehlikedir. Türkiye’nin bunlar karşısında içe kapanması, dünyadan kopması daha tehlikelidir. Herhangi bir teslimiyetçilik veya reddiyetçilik arasında seçim yapmak zorunda değiliz. Türkiye’yi bu 2 yana savurmaya çalışan yaklaşımlarda Türkiye’nin kendi milli çıkarlarını gözeten, dünyayla sağlıklı bir diyalog içerisinde olan, sivil toplumdan güç alan, dünyadaki rekabette nitelikli bir şekilde kendi tavrını koyan ve G20 içerisinde, OECD içerisinde, AB içerisinde ve diğer tüm platformlarda gücünü daha çok hissettiren bir ülke olması için çalışmaya devam edeceğiz.”
Çok sayıda oda, sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve davetlinin katıldığı toplantı daha sonra sunumlarla devam etti.
Etiketbakan çelik büyük elçileri ağırladı bakan çelikten prapoğanda çıkışı
Ayrıca Kontrol Et
Çaldığı Ciple İki Araca Çarpan Şüpheli Yakalandı…
Adana’nın merkez Seyhan ilçesinde, çaldığı ciple park halindeki iki araca çarpan şüpheli ile kendisine yardım …
19 yıl hapis cezası olan firar hükümlü yakalandı…
Adana’da uyuşturucu ticareti suçundan kesinleşmiş 19 yıl hapis cezası bulunan firar hükümlü Seyhan Polisi tarafından …
Kadir Aydar 2. kez Başkanlık koltuğuna oturdu…
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Ceyhan’da aday gösterdiği Kadir Aydar, mazbatasını alarak ikinci kez görevine başladı. Halkın …