KESK Adana Şubeleri üyeleri Büyükşehir Belediyesi önündeki parkta basın açıklaması yaptı. KESK Şubeler platformu adına konuşan Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Hüseyin Kaya, ekonomik krizin en derin yaşayan kesimin çalışanlar olduğunu kaydetti. Hüseyin Kaya konuşmasında şu görüşlere yer verdi; Salgınla birlikte ekonomik kriz hız kesmeden devam ediyor. İşsizlik, esnek çalışma, düşük ücretlere mahkum edilme, emekçilerin gerçeği haline geldi. Temel tüketim mallarına yapılan zamlar alım gücü iyice azalan emekçilerin belini bükmeye başladı. Biz kamu emekçileri de bu durumdan etkileniyoruz. Ocak ayında aldığımız %7. 86 zam şimdiden eridi. Yüksek enflasyon karşısında yoksullaşmaya başladık. Temel harcama kalemlerinden kısmalar yaparak ay sonunu çıkarmaya çalışıyoruz. Gerçek enflasyonla mücadele ederken TÜİK’in açıkladığı veriler sanki bizimle alay edilircesine gerçeklerden bir o kadar uzak. Ne yazık ki maaşlarımıza TÜİK ‘in verileri ile zam yapıyorlar. Bu durumda bizi her gün biraz daha sefalete ve yoksulluğa itiyor.
ALDATMACA SON BULMALI
Artıkbu aldatmacanın son bulması gerekiyor. Ülkeyi yöneten siyasal iktidar ekonomik kriz yok, tam tersi ekonomimiz rekor üstüne rekor kırıyor söylemiyle güllük gülistanlık bir ülke tablosu çiziyor. Buradan sesleniyoruz! Ekonomimiz rekor kırarken neden biz yoksullaşıyoruz. Neden ay sonunu getiremiyoruz. Çocuklarımızın ihtiyaçlarını neden sıraya koyarak, bazılarını hiç yerine getiremeyerek bütçemizden kısıtlama yapıyoruz. Biz emekçiler açısından mızrak çuvala sığmıyor. Milyonlarca insanın bıçak kemiğe dayandı dediğini biliyoruz. Sessiz çoğunluğun sesi olamaya devam edeceğiz. Yeter artık insanca yaşamak istiyoruz demeye devam edeceğiz. Siyasal iktidar 80 milyonun hakkını işçiye, memura, köylüye, kadınlara, gençlere, esnafa mı vereceğiz diyor. Soruyoruz. Bu 80 milyon bunlar değilse kimlerden oluşur?
Aşağıdaki konuların altını bir kez daha çizmek istiyoruz.
Kovid salgınıyla birleşen ekonomik krizin enkazı yine biz emekçilerin üzerine yıkılmak isteniyor. Kovid salgınına ayrılan kaynakları bahane ederek işçilere, kamu emekçilerine, esnafa, çiftçiye verecek kaynak yok diyorlar. Oysaki devletin resmi rakamları Türkiye’nin pandemi ile mücadelede vatandaşlarına en az nakit destek veren ülke olduğunu gösteriyor. Türkiye’de kovid salgını için toplam 52,7 Milyar TL kullanılmıştır. Bunun 44,2 Milyarı İşsizlik fonundan, 2,1 Milyarı toplanan bağışlardan elde edilmiştir. Devletin hazineden ödediği para sadece 6,4 Milyar TL’dir. Artık aldatılmak istemiyoruz.
Bir kez daha tekrar ediyoruz, ısrarcıyız.
– 2021 yılı için %3+%3 maaş artışı dayatılan ‘’TOPLU SÖZLŞEME’’ derhal yenilenmelidir.
– Maaşlarımız gerçek enflasyon oranında ek zam yapılmalıdır.
– Birinci vergi dilimi %15 ten %10’a düşürülmelidir.
– Yoksulluk sınırın kadar olan maaşlardan yapılan kesinti birinci vergi diliminde sabitlenmelidir.
– Temel tüketim mallarından alınan KDV kaldırılmalıdır.
– Asgari ücret vergi dışı bırakılmalıdır.
– Yoksulluk sınırı altında geliri olan emekçilerin elektrik, ısınma giderleri, doğalgaz, su, internet giderleri hazineden karşılanmalıdır.
Artık yeter diyoruz. İnsanca yaşam koşulları için ilk etapta seyyanen 1000 TL ek zam istiyoruz.