İşgal altındaki topraklardan bağımsız bir vatan yaratarak, kurtuluş mücadelesinde milletiyle omuz omuza vermiş ve kazanılan Büyük Zafer’i Cumhuriyet ile taçlandırmıştır.
1. Dünya Savaşı sonrası Osmanlı topraklarının işgal edilme tehlikesine karşı çıkan ve Milli Mücadele’yi başlatan Atatürk, sadece askeri bir deha olarak değil, aynı zamanda büyük bir lider olarak tarihe adını altın harflerle yazdırmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini çağdaş uygarlıklar düzeyine ulaşma hedefiyle atmıştır.
“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” diyerek, milletine olan inancını ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ebediyen yaşayacağını tüm dünyaya ilan etmiştir.
Laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza kadar yaşatma görevi ve onu muasır medeniyetler seviyesine yükseltme sorumluluğu hepimizin omuzlarındadır. Bizler, Atatürk gibi eşsiz bir önderin mirasçıları olarak, onun ilke ve inkılaplarını sahiplenmeli, yaşamalı ve gelecek nesillere aktarmalıyız.
10 Kasım 1938 tarihinde aramızdan ayrılan, fikirleri ve eserleriyle bizlere ışık tutan Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, şehit ve gazilerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz. Yolumuz, Atatürk’ün gösterdiği yoldur ve daima da öyle kalacaktır.