Su depolarının temizliği ve suyun içinde bulunan olası maddelere ilişkin araştırma yapıldı
Analizlerde şebeke suyunun tüketime uygun olduğu ancak suyun binaya girişiyle güvenlik zincirinin koptuğu tespit edildi
Adana’da bir akademisyen ile iki oda temsilcisi tarafından su depolarının temizliği ve suyun içinde bulunan olası maddelere ilişkin araştırma yapıldı. Araştırma sonrasında açıklamalarda bulunan Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği’ne bağlı Gıda Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Şehmus Alparslan, “İlimizde her ne kadar şehir şebeke suyunun tüketime uygun olduğu kabul edilse de bina içerisinde suyun yolculuğu sahipsiz kalmaktadır. Suyun kaynağından taşınmasına ve tüketilene kadarki süreci bir güvenlik zinciri olarak kabul edersek, bu zincirin, suyun binaya girişi ile koptuğunu ifade etmek yanlış olmayacaktır” dedi.
TMMOB’ye bağlı Gıda Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Şehmus Alparslan, Makine Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Hasan Emir Kavi ve Yrd. Doç. Dr. Rozelin Aydın, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenledikleri toplantıda, yaptıkları su araştırmasına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Sağlıklı suyun içerisinde hastalık yapan mikroorganizmaları ve toksik kimyasalları içermeyen ve gerekli mineralleri bünyesinde bulunduran su olduğunu hatırlatan Alparslan, yaptıkları araştırma kapsamında Çatalan Barajı kaynaklı şehir şebeke suyundan değişik noktalardan olmak üzere numuneler alındığını ve mikrobiyolojik, kimyasal analizler yaptırdıklarını anlattı.
Analiz sonuçlarına göre ana şebekeden alınan numunelerde bakılan parametreler bakımından herhangi bir olumsuzluk tespit edilmediğini dile getiren Alparslan, şöyle devam etti:
“Proje kapsamında mikrobiyolojik analizi yapılan 160 örnekte yer yer depo giriş, depo çıkış ve birinci katlardan alınan su numunelerinin uygun olmadıklarını gördük. Bu da bize suyun apartmana ulaşırken borulardan kaynaklı bakteriyolojik yükü, deponun temizliğinin-dezenfeksiyonunun yapılmamasından kaynaklı ve hidrofor ile birinci kattaki borulardan kaynaklı problemler olabileceğini göstermiştir. Şebeke suyu bina girişine kadar güvenli ve sağlıklı bir şekilde getirilse bile suyun bina içindeki yolculuğu sahipsiz kalmaktadır.”
17 Şubat 2005 tarih ve 25730 sayılı “İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmeliğinin” genelde esas alındığını ancak yönetmeliğin içerik anlamında bina içi su depolarının yapısı ve periyodik temizliği kapsayacak yeterlilikte olmadığını vurgulayan Alparslan, konuyla ilgili gerekli mevzuat düzenlemelerinin yapılmasına dikkat çekti.
Türkiye’de bina içi sıklıkla kullanılan depoların başında krom, galvaniz, DKP sac, plastik, beton ve fayans depolar geldiğini anlatan Alparslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sac depolar, ömrü dolmuş galvaniz ve çelik depolarda herhangi bir düzeltici işlem yapılmamakta ve maalesef bu depoların kullanımına devam edilmektedir. Bölgemizde yaygın olarak kullanılan güneş enerjili su ısıtma sistemleri her ne kadar içme suyu olarak tüketilmediği varsayılsa da aslında özellikle kullanım yerlerinde karıştırıcı batarya oluşundan, farkında olmadan tüketilmektedir. Bu sebeple özellikle eski güneş enerjisi depolarının yenilenmesi ve belli periyotlarda bakım ve temizliklerinin yapılması önem arz etmektedir. Birçok hastalık etmeni için su en uygun geçiş yeridir. 6 ayda bir depoların temizliği ve dezenfeksiyonunun yapılması zaruri bir ihtiyaçtır. Depolarda uzun süre bekletilen şebeke suyunda bulunan klor, aktivitesini yitirmekte ve mikroorganizmaların çoğalması için uygun bir ortam oluşturmaktadır. Depolar periyodik olarak sağlık ve hijyen koşullarını sağlayan, Sağlık Bakanlığı’ndan onaylı biyosidal ürünler ve yetkilendirilmiş profesyonel ekiplerce temizlenmelidir.”
TMMOB’ye bağlı Gıda Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Şehmus Alparslan, araştırmanın sonuna ilişkin ifadelerinde şu görüşlere yer verdi:
“İlimizde her ne kadar şehir şebeke suyunun tüketime uygun olduğu kabul edilse de bina içerisinde suyun yolculuğu sahipsiz kalmaktadır. Suyun kaynağından taşınmasına ve tüketilene kadarki süreci bir güvenlik zinciri olarak kabul edersek, bu zincirin suyun binaya girişiyle koptuğunu ifade etmek yanlış olmayacaktır. Bu durumda ise bir su güvenliğinden söz etmek mümkün olmamaktadır. Bir taraftan hayatımızda çok önemli bir yere sahip olan suyun sağlıklı tüketimine dikkat çekmek ve diğer taraftan yerel ve merkezi yönetimleri bina içi su kullanımının sağlıklı hale getirilmesi için görevlerini yapmaya davet etmeyi toplumsal sorumluluğumuz gereği olarak görev bilmekteyiz. Yapılması gereken sorumlu kurum ve kuruluşların bina/ev depolarının ıslahına yönelik projeler üretmesi, depolarını uygun hale getirmek üzere çaba gösterecek olanların desteklenmesi, rutin depo kontrollerinin yapılması ve depoların ıslahına dönük denetim programlarının başlatılmasıdır.