Kitle karşısında konuşma korkusu işinizde ilerlemenizi engelleyebilir. Bunu aşmak için neler yapabilirsiniz?
Çoğumuz kitlelere konuşmaktan çekiniriz. 2014’te Chapman Üniversitesi’nde yapılan bir ankete katılanların yüzde 25,3’ü kitlelere konuşmayı en büyük korkuları olarak ifade etmişti.
Fakat bu korku kariyerimizde ilerlememizi engelleyebilir. 2014’te 600 işverenle yapılan bir anket, işe alırken en çok aranan özelliğin “sözlü iletişim” becerisi olduğunu gösteriyor. ‘Sunum becerisi’ dördüncü sırada yer alırken, “idari işleri yönetme” özelliğine çok daha az önem veriliyor.
Aynı yıl 2031 Amerikalı çalışanla yapılan başka bir araştırmada, katılanların yüzde 12’si, işyerinde itibar kaybına yol açsa bile sunum yapma işini başkasına bırakacağını ifade etmişti. Sunum yapanların yüzde 70’i ise bu işi yapmış olmalarının başarılarında önemli yeri olduğunu söylüyordu.
Kitle karşısında konuşma korkusunun hayatı etkilediği biliniyor. Araştırmalar işle ilgili bu tür kaygıların iş performansını da düşürdüğünü gösteriyor.
Kitle karşısında konuşma korkusunun hayatı etkilediği biliniyor.
Kendinizi görünür kılın
Artık işlerin önemli bir kısmı bilgisayar ekranı arkasında yapılırken kariyerde ilerlemek için hala görülmeniz ve sesinizin duyulması gerekiyor. IBM’in hazırladığı bir raporda, daha yüksek düzeyde yönetici kademelere gelebilmeleri için kadın yöneticilere kitlelere konuşma ve panellere gönüllü katılma, blog yazma ve tweet atma, işlerini şirketin her kesiminin duymasını sağlama gibi tavsiyelerde bulunuluyordu.
Bu konuda kitap yazmış olan işletme danışmanı Harvey Coleman, kariyerde başarı için en önemli üç faktörün sırasıyla görünürlük (%60), imaj (%30) ve performans (%10) olduğunu belirtiyor.
‘Sunum Yapma ve Kitleye Konuşma Rehberi’ adlı kitabın yazarı Steve Bustin, kitleye konuşmanın gerekli bir beceri olduğunu ve özellikle üst düzey iş mülakatlarında artık adaylardan sunum yapmalarının da beklendiğini belirtiyor.
Video bağlantılı telekonferansla toplantı yapmak giderek yaygınlaşıyor.
İşyerlerinde telefon konuşmalarının yerini artık video konferansları alıyor. Böylece ofisten aynı anda birçok kişiye sunum yapma olanağı doğuyor.
1984’te Kanada’nın Vancouver bölgesinde yıllık teknoloji ve tasarım konferansı olarak başlayan TED konuşmaları o kadar yaygın takip ediliyor ki bunlar sunumlardan beklenti seviyesini de yükseltiyor. 2006’dan bu yana “yayılmaya değer fikirler” adıyla internette paylaşılan ve 100’ü aşkın dile çevrilen 20’şer dakikalık bu konuşmaların videoları bir milyardan fazla izleyiciye ulaşmış bulunuyor.
Hazırlık önemli
Kitleye konuşma korkusu olanlar için iyi bir haber değil bu. Yılda sadece birkaç kez kendi iş arkadaşlarına konuşma yapanların bu konuda gelişme olanağının fazla olmadığı belirtiliyor.
Peki, neden bu korkuyu duyuyoruz? Bu tümüyle doğal ve kökleri derinlerde olan bir duygu.
İngiltere’de meslek psikoloğu olan ve işletme danışmanlığı yapan Gary Luffman’a göre, beynimizin ödülden ziyade tehditleri algılaması üç-dört kat daha olası. “Yani tanımadığınız bir insan topluluğu gördüğümüzde… tehdit moduna geçiyoruz hemen.
TED konuşmaları 100’den fazla dile çevriliyor ve internet üzerinden izlenme sayısı bir milyarı aşmış bulunuyor.
Bu beyin açısından “savaş veya kaçış” modu demek. Böyle bir anda vücudumuz adrenalin salgılıyor ve kalp atışımız hızlanıyor. Kaçmak için iyi bir hazırlık bu, ama durup beklerken bu aşırı enerji boğazın sıkışmasına, kızarma ve terlemeye neden olabiliyor.
Bustin de Luffman da kitleye konuşmanın başarılı olması için hazırlığın önemli olduğunu söylüyor. Konuşmanızı satır satır ezberlemek yerine, iyi bir başlangıç yapmak için sadece giriş bölümünde birkaç cümlenin ezberlenmesi öneriliyor. Sunumun daha sonraki kısımları içinse hatırlatıcı kartlar veya slaytlar kullanılması yararlı olacaktır.
Konuşma yerini kafanızda canlandırın
Luffman ayrıca sunum yapılacak yerin önceden kafada canlandırılması, durulacak yerin belirlenmesi gibi etkenlerin işi kolaylaştıracağını söylüyor. “Kafanızda önceden canlandıracağınız ayrıntılı resim endişelerinizi azaltacaktır.”
Fakat başka hiçbir şey kitleler önünde bol bol pratik yapmanın yerini tutmaz.
Kitleye konuşurken odak noktasının siz değil, dinleyici ve iletmek istediğiniz mesaj olduğunu hatırlayın.
Kitle önünde konuşma yapma pratiği sağlayan ve birçok ülkede şubeleri olan Toastmasters adlı kuruluş kişilerin bu konudaki korkularıyla yüzleşmelerine yardımcı oluyor.
Bu konuda ayrıca Nörolinguist Programlama desteği de alınabilir. Burada dil yapısı ve kişinin davranış biçimi üzerinde duruluyor.
Kitleye konuşma korkusu olan insanların çoğunda kendisi üzerine yoğunlaşma ağır basar. “Ya kötü olursa?”, “Ya başaramazsam?”… gibi kuşkular yerine odak noktasının siz değil, dinleyici ve iletmek istediğiniz mesaj olduğunu hatırlamak gerekir. Siz bu mesajı iletirken izleyici sizi severse bu da artı puan sayılır.
Daha önce kitleye konuşma korkusu olup da bunu yenmek için adım atan insanlar bu kararı almadıkları takdirde kariyerlerinin belli bir noktada durmuş olacağının, hiçbir ilerleme kaydetmeyeceklerinin farkında.
Bu makalenin İngilizce aslını BBC Capital sayfasında okuyabilirsiniz.