Toplumun ve ailenin temel yapı taşı olan kadınların şiddete maruz kalmadığı, ezilmediği, ayrımcılığa tabi tutulmadığı, horlanmadığı ve istismar edilmediği bir dünya oluşturmaya katkı sağlamak, yöneticiler ve idareciler başta olmak üzere herkesin ön önemli görevi ve sorumluluğu olmalıdır.
Hükümetimizin ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın son yıllarda büyük bir kararlılık ve başarıyla uyguladığı ’kadın haklarının ve kadının korunmasına yönelik çalışmaların toplumun tüm kesimlerince benimsenmesi, kadının toplumdaki konumunun geliştirilmesine yönelik öncü çalışmalar’, kadınlarımıza hak ettiği değerin verilmesine, kadınlarımızın her türlü ruhi ve bedeni şiddetten uzak bir yaşam sürmelerine, adalet, eşitlik, barış ve huzur olgularının gelişmesine ve günlük yaşamda yer edinmesine vesile olmaktadır.
Kadının toplumdaki konumunun geliştirilmesine yönelik özellikle son yıllardaki farkındalığın artıyor olması, ülkemiz adına olumlu ve sevindirici bir gelişmedir. Kadınlarımızın sosyal statülerinin iyileştirilmesi, yaşamın her alanında daha iyi temsil edilmesi, bireysel hak ve özgürlükleri konusunda bilinçlendirilmesi, bireysel ve toplumsal mücadelede daha cesur davranabilmeleri için gerekli desteğin verilmesi, başta kamu otoritesi olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin öncelikli ve hayati derecede önemli görevidir.
Kadınlarımıza yönelik ayrımcı, dışlayıcı ve şiddet içeren uygulamalar sona erdirilebildiğinde, tüm kız çocuklarımız eğitimin her seviyesinden yararlanabildiğinde, kadınlarımıza hak ettikleri saygı gösterildiğinde, bu konuda gerekli toplumsal bilinç sağlandığında ülke ve millet olarak geleceğe daha da güvenle bakabileceğimiz muhakkaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle, ülkem ve tüm dünya kadınların günlerini can-ı gönülden kutluyorum. Kadınlara yılın bir günü değil, yılın tüm günlerinde hak ettikleri değerin verilmesi temennisiyle saygıdeğer kadınlarımıza saygılarımı sağlık ve mutluluklar diliyor, saygılarımı sunuyorum.”